21 Aralık 2011 Çarşamba

İlk Kırk Gün..İşe Dönüş Zamanı..

10 günde ancak öğrendim doğru oturup, doğru pozisyonda rahat bir şekilde emzirmeyi..Her yerim ağrıdı bu on gün boyunca.. Hele ki sırtım sanki benim değil.. Sonunda sırtımı bir destekle (sert, kocaman bir kırlent) arkaya dayanıp Alp' i gövdeme kaldırıp, meme ucunu burnuyla ağzının arasına isabet edecek biçimde alttan elimle göğsümü kaldırıp( büyük göğüsler için şart aksi takdirde bebeğin çenesi çok çabuk yorulurmuş) tutup emzirmeye alıştım.. Gece gündüz saat tutmadan o acıktıkça emzirdim.. Kolik sancılarını azaltmak ümidi ile her sabah, öğlen ve akşam rezene çayı içtim.. Ve sütümü sağdım.. Özellikle geceleri daha uzun süre emmediği için kesinlikle bir onu yatırdıktan sonra bir de gece ben yatmadan önce sağım işlemini gerçekleştirdim.. Önceleri süt poşetlerine koydum ki çoğu patlak çıktı.. Sonra da Avent süt saklama kaplarına koydum ve stokladım buzlukta.. Buzluk kısmından daha geniş yararlanabilmek için ayrı bir derin dondurucu aldık yemekliklere.. Hemen hemen her gün sağdım.. Böylece hem sütüm daha bol geldi hem de arka süt denilen asıl doyurucu sütü oğluma verebildim.. En mühimi ise ilk 10 gün gelen o sarı renkli sütü ziyan etmemiş oldum.. Böylece 4. ayımızın başında Alp ben işe gittiğimde o ilk sarı süt stoğunu ilk haftada tüketti..
Kırk günü tıbben onayladım kendim.. Eşik gibi bir şey..Sağlam geçirir iseniz o kırk günü işin başı tamamdır demek.. Keşke Çorlu' da anneliğe hazırlık programları olsaydı da ben katılabilseydim dedirten süreç..Lohusalık neymiş harfi harfine yaşayınca büyüklerin hep laf kalabalığı gibi gelen laflarına gönülden hak verdim.. Hayatım alt üst oldu, eve kapatıldım, asla hiç bir şey eskisi gibi olmayacak, işlerim ne oldu, kocamla seks hayatım bitti ki daha yeni evliyiz düşünceleri kara bulut gibi başımda üstelik sanki beni gören herkes tüm bu düşüncelerimi de okuyormuş gibi zihinsel tecavüze uğramışlık hissi.. Arada işle ilgili aramasalardı bu kadar kolay toparlayamazdım diye düşünmeden edemiyorum.. İyi ki bir işim vardı ve ona geri dönme umudu sayesinde daha sağlıklı kalabildiğime inanıyorum..
Evet belki Alp' i bırakıp işe gitme düşüncesi bir karabasan gibiydi ama sonuçta bunu 4 üncü ayımızda yapmak zorundaydık ve daha sağlıklı bir anne olmam adına mecburduk.. İnsan işe dönmeden hemen önceki o hafta inanılmaz bir suçluluk hissi duyuyor.. İhtiyacım olduğunun farkındaydım.. Eve işten çıkıp gelen, sabah işe giden, akşamları bazen iş yemeğine çıkan biriyle aynı evde yaşamak zaman zaman katlanılamaz bir hal alıyordu..Uzaklaşmaya, kendime ait bir alanımın olmasına ciddi anlamda ihtiyacım olduğu kati idi.. Diğer bir yandan da daha çok ufak, bensiz bebeğim ne yapacak düşüncesi.. Şimdi fark ediyorum da o günlerde işe dönmek en doğrusu, daha sonra hele 5 inci aydan sonra bebeklerin farkındalıkları artıyor ve siz daha fazla alışmış olduğunuz için ayrılması daha da güçleşiyor.. O yüzden işe dönüş zamanı 3 buçuk, 4 ay çok ideal.. Üstelik 6. ayımıza kadar sağmalık sütlerle gündüzleri, geceleri de emerek gayet güzel geçirdik.. Ek gıdalara başlamasını beklemeye gerek yokmuş anladım..İyi ki beklememişiz.. Yoksa ikimiz için de çok daha zor olacağı kesindi..

İşe dönüş ise tam bir nefes.. Ve işte yepyeni bir gerçek hayata adaptasyon ve anneliğin işte buyum dedirten çetrefilliği.. Bir dahaki yazıda.. ;)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder